MHP'li Kılıç: Biz kökü mazide gözü istikbalde olan bir milletiz

MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, ''Biz kökü mazide gözü istikbalde olan bir milletiz.'' dedi.

2025-11-05 17:33:48 - Haber Merkezi

MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, TBMM Genel Kurulunda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

MHP'li Kılıç'ın konuşması şu şekilde;

Lösemi denildiği zaman hepimizin aklına zor bir süreç gelir ama bilinmesi gerekir ki sürecin içinde bir gülüşün sıcaklığı, bir umudun gücü, bir yeniden doğuşun hikâyesi de gizlidir. Bir çocuğun yüzünde beliren küçücük bir tebessüm, inanın dünyayı değiştirecek kadar güçlüdür. Çocuklarımız hayatı, sevgiyi ve mücadeleyi en saf hâliyle öğreten süper kahramanlarımızdır. Her bir çocuğumuz sabrın en güzel tanımıdır. Her bir çocuğumuz yeniden doğan bir umudun adıdır ve biz onlara sadece destek değil, inanç borçluyuz çünkü onların gülüşü bizim geleceğimizin ışığıdır. İçinde olduğumuz hafta sadece lösemiyi değil, iyileşmenin mümkün olduğunu hatırlama haftasıdır diyorum. Tüm lösemili çocuklarımıza sevgimizi, dualarımızı ve kalbimizin en güzel yerinden gelen inancımızı gönderiyoruz. Onlar bizim için sadece çocuk değil, yaşamın en saf, en güçlü mucizesidir. Unutmayalım, birlikte gülersek birlikte iyileşiriz. Umut olalım, sevgi olalım, destek olalım diyoruz.

Milletimiz tarihiyle, diliyle ve kültürüyle ayrılamaz bir bütündür. 1 Kasım 1928 tarihinde kabul edilen harf devrimiyle modern Türkiye Cumhuriyeti yolunda önemli bir adım atılmıştır. Bu hafta şanlı tarihimizden bugüne uzanan bu devrimin anlamını yeniden düşünme, dilimizin ve kimliğimizin kıymetini bir kez daha idrak etme haftasıdır. Harf devrimi Türk diline yeni bir nefes, Türk milletine yeni bir ufuk kazandırmıştır. Bu devrim yalnızca bir alfabe değişikliği olarak düşünülmemeli, bu devrim eğitimi halkın her kesimine ulaştırma mücadelesi olarak da algılanmalıdır. Harf devrimiyle okuma yazma kolaylaşmış, bilgi ve kültür bir zümrenin tekelinden çıkıp Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar ulaşmıştır. Millet olma şuuru güçlenmiş, millî birliğimizin harcı dilimizle yoğrulmuştur. Unutulmamalıdır ki dil bir milletin kalbidir, ruhudur, kısacası kimliğidir.

Biz kökü mazide gözü istikbalde olan bir milletiz. Ecdadımızın bize bıraktığı kutlu mirası korumak, Türkçemizi yaşatmak ve onu gelecek nesillere en duru hâliyle aktarmak millî varlığımızın da teminatıdır. Ne yazık ki bugün Türk diline yönelen tehdit harflerde değil, yabancı kelimelerin, özenti ifadelerin ve dijital yozlaşmanın gölgesindedir. Her geçen gün Türkçe kendi kimliğinden uzaklaşma riskiyle karşı karşıyadır. Oysa Türkçe Türk milletinin ortak vicdanı, millî şuuru ve kültürel direnişidir. Gelin, Türkçe konuşalım, Türkçe düşünelim, Türkçe sevelim, sazımızı Türkçe çalalım, türkümüzü Türkçe söyleyelim, sevgimizi Türkçe anlatalım çünkü dilini koruyamayan bir millet kimliğini de koruyamaz. Bizler geçmişimizin izlerini yaşatmaya, Türkçemizi saf, güçlü ve millî şekilde geleceğe taşımaya kararlıyız. Unutmayalım, Türkçe yaşarsa Türk milleti yaşar.

Ayrıca, UNESCO tarafından 15 Aralığın Dünya Türk Dili Ailesi Günü ilan edilmesi, ortak tarihimizin, kültürümüzün ve dil birliğimizin gurur verici bir göstergesi de olmuştur. Danimarkalı dil bilimci Thomsen, 15 Aralık 1893 tarihinde Türkçenin köklü tarihine ışık tutan Orhun Yazıtları'nı çözerek tüm dünyaya duyurmuştur. UNESCO, 3 Kasım 2025 tarihinde düzenlenen 43'üncü Genel Konferansında işte bu tarihi yani 15 Aralığı Dünya Türk Dili Ailesi Günü olarak kabul etmiştir. Bu anlamlı kararın hayata geçmesinde emeği geçen ve öneriyi ortaklaşa sunan tüm Türk devletlerine ve UNESCO Türkiye Millî Komisyonuna teşekkür ediyorum. Türk dili ailesi köklü geçmişi, zengin kültürel mirası ve kardeşlik bağlarıyla milletimizi bir arada tutan en güçlü değerlerimizdendir. Bu özel gün, büyük Türk dünyası için kutlu olsun diyorum.

Kaynak: Haber Merkezi

İlginizi Çekebilir