Yükleniyor...

MHP'li Küçük: Biz, dün Başbuğ'umuzun arkasında nasıl ölümüne durduysak bugün liderimizin de arkasında aynı şekilde duracağız

MHP Gümüşhane Milletvekili Musa Küçük, MHP Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in, "Türk milletçilerinin, ülkücülerin bir tek partisi vardır, o da MHP'dir" sözünü hatırlatarak, "Dün Başbuğumuzun arkasında nasıl ölümüne durduysak bugün liderimizin arkasında da aynı şekilde duracağız." dedi

20.12.2025 23:42

MHP'li Küçük: Biz, dün Başbuğ'umuzun arkasında nasıl ölümüne durduysak bugün liderimizin de arkasında aynı şekilde duracağız

MHP Gümüşhane Milletvekili Musa Küçük, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin 7'inci maddesi üzerine konuştu.

MHP'li Küçük'ün açıklaması şu şekilde;

İnsanlık tarihi boyunca yeryüzünde pek çok büyük medeniyetler kurulmuş, nice devletler yükselmiş ve zamanla tarihin sayfalarına karışmıştır. Bu uzun ve çetin yürüyüşte bazı milletler yalnızca kurdukları şehirlerle ya da bıraktıkları eserlerle değil; taşıdıkları ruh, gösterdikleri direnç ve korudukları değerlerle öne çıkmıştır. Türk milleti de işte bu köklü yürüyüşün en müstesna öncülerinden biri olmuştur. Türk milleti, asırlar boyunca birlik ve beraberlik ruhunu diri tutmuş, karşılaştığı her fırtınada, her badirede ve her zorlukta omuz omuza vererek ayakta kalmayı başarmıştır. Tarihin en çetin dönemlerinde dahi dağılmamış, umudunu kaybetmemiş, ortak kader bilinciyle yeniden doğrulmayı bilmiştir. Bu yüksek dayanışma ruhu milletimizi sadece hayatta tutmakla kalmamış, aynı zamanda onu güçlü kılan temel değerlerden biri olmuştur. Diri tutulan birlik, beraberlik ruhu yalnızca geçmişimizi anlamamıza yardımcı olmakla kalmamış, aynı zamanda geleceğimize ışık tutan en sağlam temelimizi oluşturmuştur. Siyaset ve devlet adamı Tonyukuk çağlar ötesinden bizlere "Devletin temeli birliktir, birliğini korumayan düşmana yem olur." diye seslenmektedir. Bu söz günümüzde de aynı anlam ve önemini korumaktadır. Tarihimizin derinliklerinde Orhun Yazıtları'nda Bilge Kağan'ın uyarısı açık ve nettir: "Türk milleti, Çin'in tatlı sözüne ve yumuşak ipeğine aldanma, aldanırsan yok olursun." Bu çağrıyla Türk milletini birlik içinde olmaya ve dış tehditlere karşı uyanık durmaya davet etmiştir. Her adımı bize gösterir ki birlik sözle değil fedakârlıkla yaşanır. Tarihin akışını değiştiren, büyük hükümdar Sultan Alparslan birliğini koruyan bir milletin kapısında düşmanın tutunacak dal bulamayacağını göstermiştir. O, gücün ve kararlılığın birlikle birleştiğinde hiçbir engel tanımayacağını tüm dünyaya ilan etmiştir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise milletimize yalnızca bağımsızlığı değil eşitlik, kardeşlik ve millî dayanışma ruhunu da miras bırakmıştır. "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." Bu sözler, bu ruhun bize bıraktığı ışığın en güçlü sembollerindendir. Tam da bu noktada büyük siyaset ve devlet adamı Nizamülmülk'ün çağları aşan ikazını hatırlamak gerekir: "Millet bir olursa devlet diri olur, millet çözülürse devlet yıkılır. Millet bir arada duruyorsa devlet ayaktadır, millet parçalanırsa devletin dirliği sarsılır." Bugün Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu her meselede bize lazım olan ilk şey işte bu birlik şuurudur. Fikirlerimiz elbette farklı olabilir, yollarımız ayrılabilir ancak milletin çıkarları, devletimizin bekası söz konusu olduğunda tek yürek olmak zorundayız. Nizamülmülk'ün söylediği gibi "Millet çözülürse geriye kalan beden değildir, enkazdır." Bu nedenle bize düşen görev çözülmeye değil birleşmeye hizmet etmektir çünkü bu milletin birliği Türkiye'nin en büyük hazinesidir. Unutmayalım, birlik varsa devlet diridir, dirlik varsa millet güçlüdür.

Siyaset ve fikir adamı Dündar Taşer, toplumları ayakta tutan en temel gücün başta birlik, sonra düzen ve kararlılık olduğunu her fırsatta vurgulamıştır. Ona göre dağınıklık zayıflık, düzen ise kuvvetin ta kendisidir. "Birlik olan yerde dirlik olur." sözü bu anlayışın en sade ifadesidir. Nitekim, Dündar Taşer'in ifadesiyle "Devlet aynı zamanda birliğin adıdır. Birlik nizamı, intizamı, kudreti ve kuvveti ifade eder. Birliğin olduğu yerde itaat ve sadakat vardır."
Büyük fikir adamı olan Erol Güngör "Milliyetçilik birlik prensibine dayanır. Milliyetçiler bir memlekette birliği kurmak veya ayakta tutmak için uğraşan insanlardır." diyerek bu gerçeği ifade eder. Bu yüzden, milliyetçiler toplumu ortak bir kültür etrafında birleştirmeyi, milletin öz değerlerini korumayı ve gelecek nesillere sağlam bir kimlik mirası bırakmayı görev bilirler.
Milliyetçilik ayrışmayı değil dayanışmayı, ayrılmayı değil kaynaşmayı, bencilliği değil fedakârlığı öne çıkarır. Bir millet ancak omuz omuza durabildiği ölçüde ilerler, ortak ülküler etrafında birleşebildiği ölçüde geleceğini güvenceye alır. Bu iradenin mirasını taşıyan liderler dün olduğu gibi bugün de aynı inanç ve kararlılıkla vardır. Cennetmekân Başbuğ'umuz: "Bizim milliyetçiliğimiz kin ve düşmanlık değildir, millet sevgisi ve millet şuurudur." şeklindeki sözleri birlik ve beraberlik, kardeşlik ülküsünün en veciz ifadesidir. Bilge liderimiz Devlet Bahçeli Bey'in ifade ettiği gibi: "Unutmasınlar ki birliğimizi bozmak isteyenlere karşı aynı siperdeyiz, aynı gemideyiz, aynı çizgideyiz. Biz birbirimizi bileceğiz, birbirimizi seveceğiz, saygı duyacağız. Birbirimizin bakan gözü, duyan kulağı, konuşan dili olmak için çabamızı her cihette göstereceğiz." Siyaset basit, müstakil, durağan ve tek katmanlı bir süreç değildir, özünde insana dair her şey vardır.
Terörsüz Türkiye hedefinin siyaset mantığı ise millî birlik ve kardeşliğimizin tahkimine odaklıdır. Bu uğurda hissesine şahadet düşse bile Milliyetçi Hareket Partisi mensupları gereğini yapmaktan asla geri durmayacaktır. (MHP sıralarından alkışlar) Çünkü biliyoruz ki şehitlerimizin kanıyla sulanmış bu bayrak sadece bir kumaş parçası değildir. Bu bayrak ecdadın mirası, milletimizin namusu, istikbalimizin de teminatıdır. Bu kutlu bayrak aynı zamanda tarih boyunca kardeşlik ve birlik uğruna dökülen alın terinin, fedakârlığın ve cesaretin simgesidir. Geçmişten aldığımız ilhamla bugün de bizler aynı ruhla bu bayrağı taşımaya devam edeceğiz. Çünkü unutmayalım, asırlık birlik ve sonsuz kardeşlik ışığında yürüyen milletler hiçbir karanlıktan korkmazlar, hiçbir engel karşısında yılmazlar. Asırlık birlik kitaplarda değil gönüllerde yazılır, sınırlarla değil sadakatle çizilir, tarihle değil karakterle perçinlenir. Sonsuz kardeşlikse bir çınarın toprağa kök salışı kadar sağlam, bir doğanın göğe yükselişi kadar ulvidir. Kardeşlik doğduğumuz yerin değil yüreğimizi bağladığımız mukaddesatın adıdır.
Tarihte öyle anlar vardır ki milletin kaderi tarihin akışı kadar hızlı değişir, sesler birbirine karışır, yollar bulanır, ufuk sisle örtülür. İşte, tam o anlarda Milliyetçi Hareket sahneye çıkar. Karanlık çöktüğünde Türk milletine ışık, fitne yayıldığında set, devlet zorlandığında kale olur çünkü biz biliriz ki devlet yaşarsa millet yaşar, millet yaşarsa devlet ebedî olur.
Milliyetçi Hareket ahlakıyla duran, bilgisiyle büyüyen, cesaretiyle yürüyen bir harekettir. Bu hareket sadece enerji değil iradedir, sadece heyecan değil disiplindir. Milleti yarınlara taşıyacak olan bir omuz, ülkenin kaderine yüklenen bir bilinçtir. Bu hareket yarınların Türkiye'sini kuracak olan tutkulu akıl, dünyaya direnen soğukkanlı cesaret, milletin geleceğini taşıyan güçlü karakterdir.
Birlik herkesin kendisini düşünmesi değildir, birlik herkesin aynı millet için düşünmesidir. İşte, Milliyetçi Hareket bir çınarın gövdesi kadar sağlam, bir nehrin akışı kadar diri olan kutlu bir harekettir. Bu hareket kavganın değil vakur duruşun, ayrışmanın değil dayanışmanın, hamasetin değil irfanın, karanlığın değil hakikatin yanındadır. Devleti ebedî kılacak olan ülkü de budur. Bu ülkü ışığında liderimizin çizdiği istikamet bu milletin birlik ve beraberliğinin, devletimizin bekasının ve geleceğimizin teminatıdır. Çıkılan bu yolda dün olduğu gibi bugün de yarın da her koşulda amasız, lakinsiz, fakatsız bir şekilde liderimizin arkasında durmaya devam edeceğimizi aziz milletimizin huzurunda bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Burada bir konuyu daha söyleyerek sözümü bitirmek istiyorum. Rahmetli Başbuğ'un kurduğu partinin adı "Milliyetçi Hareket Partisi"dir. Türk milliyetçilerine, ülkücülere iki tane emaneti vardır: Biri, Milliyetçi Hareket Partisi; biri, Ülkü Ocakları. Başbuğ'un kendi ifadesiyle söylüyorum: "Bana diyorlar ki: 'Ben de ülkücüyüm ama falan partideyim.' Bana diyorlar ki: 'Ben de ülkücüyüm ama falan yerdeyim.'" Başbuğ'un onlara net bir sözü var: "Hadi oradan! Türk milliyetçilerinin, ülkücülerin bir tek partisi vardır, o da Milliyetçi Hareket Partisidir." Şunu da söyleyeyim: Biz, dün Başbuğ'umuzun arkasında nasıl ölümüne durduysak bugün liderimizin de arkasında aynı şekilde duracağız.

Kaynak:

Haber Merkezi

Yorumlar (0)